1 Haziran 2011 Çarşamba

Filistin’e Baharı Getirecek Olan Halkın Birleşik Mücadelesi

(Toplumsal Özgürlük, Haziran 2011 sayısı)

Arap Baharının getirdiği esintiler Ortadoğu’da etkilerini sürdürmeye devam ediyor. Yemen ve Suriye’de iktidar karşıtı gösteriler egemenlerin her türlü baskı ve zulmüne karşı devam ederken, diğer taraftan Ortadoğu’nun kanayan yarası Filistin’de El Fetih ile Hamas 4,5 yıllık savaşın ardından Batı Şeria ve Gazze’nin yönetimini tek hükümet altında toplayacak uzlaşma anlaşmasını imzaladılar. 

Hamas-El Fetih Anlaşması 

Yapılan anlaşmayla El Fetih ve Hamas birlikte geçici hükümet kurarak, Filistin’i gelecek yıl gerçekleştirilecek devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerine taşıyacaklar. 2006 yılında yapılan seçimlerden Hamas büyük bir zaferle çıkarak yönetime gelmişti. Fakat İsrail’in baskı ve kışkırtılmaları sonucunda El Fetih ve Hamas arasında çatışmalar çıkmış, bunun sonucunda El Fetih Batı Şeria’da, Hamas da Gazze’de kendi yönetimini kurmuştu. Şimdi 2006 yılından beri yapılmayan seçimlerin yapılması planlanmaktadır. 

Bu anlaşmanın imzalanması İsrail tarafından “barış” sürecine vurulmuş ağır bir darbe olarak nitelendirilirken, Arap ve Filistin kamuoyunda büyük bir sevinçle karşılandı. İslam Konferansı Teşkilatı da anlaşmayı destekledi. 

Diğer yandan, bu anlaşmanın imzalanmasına ev sahipliğini ise Mısır’ın başkenti Kahire yaptı. Mübarek yönetiminin gitmesinin ardından oluşan yeni Mısır’ın Ortadoğu’daki politikalarının değişik olacağına dair ilk sinyalleri veren bu adım, Mısır’ın önümüzdeki süreçte Ortadoğu’daki politik süreçlerde daha fazla inisiyatif alacağını gösteriyor. 

Bu anlaşmayla birlikte, Mübarek sonrası Mısır’ın büyük ihtimalle yeni firavunu olacak olan Müslüman Kardeşler ile Hamas’ın küresel oyun sahasına çekilmesi hedeflenmektedir. Nitekim önümüzdeki Eylül ayında BM Genel Kurulu’nda El Fetih’in kontrolündeki Filistin Yönetimi’nin tek taraflı olarak Filistin’in “bağımsızlığı”nı ilan etmesi ve bazı devletlerce de bunun kabul edilmesi bekleniyor. Hamas da bu sürecin dışında kalıp tecrit olmamak için, geçtiğimiz Eylül ayından itibaren başta El Fetih olmak üzere diğer Filistinli örgütlerle görüşmeler yaparak adımlarını sıklaştırmıştı zaten. Fakat bu anlaşmanın imzalanmasında, Hamas ve El Fetih’in kendi iç ve dış zorunlulukları kadar önemli olan diğer bir faktör ise 15 Mart eylemiyle kendini gösteren Filistin halkının birlik ve mücadele isteği ile Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) yükselişidir. 

15 Mart Eylemi 

Filistinli gençlik grupları, Filistin’deki bölünmüşlüğe son vermek amacıyla 15 Mart’ta Gazze ve Batı Şeria’da barışçıl bir eylem çağrısı yaptılar. Bu gençlik grupları, bütün Filistinlileri birleştirecek Filistin Ulusal Konseyi’nin seçilmesini, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) yeniden yapılandırılarak bütün örgütleri kapsamasını, İsrail ile işbirliğinin sona erdirilmesini ve Filistin zindanlarında tutulan Filistinli siyasi tutsakların serbest bırakılmasını isteyerek meydanlara çıktılar. 

Başta FHKC olmak üzere Filistinli sol örgütlerin desteklediği eyleme Hamas ilk başta karşı çıktıysa da, Gazze’deki halkın ilgisine ve 300 bin kişiye varan katılıma sessiz kalamayarak eyleme katıldı. Fakat eyleme sadece Filistin bayraklarıyla katılınması çağrısına uymayarak yeşil bayraklarıyla eylemi kendine mal etmeye çalışan Hamas’a eylemciler tepki gösterdiler ve Meçhul Asker Meydanı’ndaki gösteriyi El-Hatib Meydanı’na taşıdılar. Bunun üzerine Hamas, akşam saatlerinde meydanda kalmak isteyen eylemcilere müdahale ederek öfkesini dışa vurdu. 

Batı Şeria’da, Gazze’deki kadar kitlesel olmamakla birlikte başta Ramallah olmak üzere Beytüllahim, Cenin ve Nablus’ta 15 Mart eylemi gerçekleştirildi. El Fetih yönetimi de Hamas’tan aşağı kalmayarak, meydanda kalmak isteyen eylemcilere müdahale etti. 

15 Mart eylemleri etkisini hemen gösterdi ve Hamas Hükümeti’nin Başbakanı İsmail Haniye, El Fetih’i herhangi bir yerde “hemen” bir görüşmeye davet etti. 

FHKC ve 3. Cephe 

Filistin bayrağının ve mücadelesinin “kızıl”ını oluşturan FHKC, Hamas’ın ve El Fetih’in gölgesinde kalma durumuna son yıllarda yükselen mücadelesiyle son veriyor. 

2006 yılında yapılan seçimlerde 42 bin oy alan FHKC, 29 Mayıs 2008’de de Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi ve Filistin Halk Partisi ile birlikte Filistin mücadelesinde üçüncü bir cephe oluşturmak amacıyla, Filistin Sol Cephesi'ni kurmak için bir inisiyatif oluşturdu. 2009 yılında ise kuruluşunun 42. yılı dolayısıyla, 70 bin kişinin katıldığı “Zafere Kadar Birlik, İnat, Direniş” sloganıyla Gazze’de bir miting düzenledi. 

FHKC’nin bu yükselişi gözlerden kaçmadı ve El Fetih FHKC’nin tekrar FKÖ’ye alınması için Aralık 2010’da görüşmelere başladı. Bununla birlikte FHKC üyelerine yönelik baskılar ve tutuklamalar tüm hızıyla devam etti. 

Bu süregelen yükselişin kendisini FHKC’nin en büyük destekçilerinden olduğu kitlesel 15 Mart eylemlerinde göstermesi üzerine İsrail de FHKC’ye yönelik baskılarına ve tutuklamalarına hız verdi. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Bayramlarımız biter bitmez Batı Şeria ve Gazze’de FHKC’yi bitireceğiz” açıklamasıyla birlikte, FHKC’nin birçok üyesi ve önde gelen liderleri Ahmet Katamış, Nasır Abuhadır ve Abir Abuhadır tutuklandı. 

Küresel ekonomik krizle etkisini daha da duyuran yoksulluk, senelerdir süren İsrail zulmü ve Arap Baharının saçtığı umut tohumları Filistin halkını emeğin, özgürlüğün, direnişin üçüncü cephesine yönlendiriyor. 

Guglielmo Carchedi’nin “Başka Bir Avrupa İçin” adlı eseri üzerine

5 Eylül 1938 tarihinde doğan Guglielmo Carchedi, Amsterdam Üniversitesi İktisat ve Ekonometri Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmış Marksist bir...