(Toplumsal Özgürlük, Mayıs 2016 sayısı)
Suriye’de süren savaş, Ortadoğu’ya yayılarak bölgesel ve kalıcı bir savaş haline dönmüş durumda. Her ne kadar “barış” görüşmeleri ABD ve Rusya’nın zorlamasıyla devam etse de, özellikle Kürdistan coğrafyasında savaş bütün acımasızlığıyla devam ediyor. Kürt Özgürlük Hareketi (KÖH) ise bu savaş ortamının yarattığı kritik, hassas ve kaygan dengelerin arasında bir yandan ayakta kalmaya çalışırken diğer yandan da alanını ve etkisini bölge çapında yayarak büyütüyor.
Rojava özgücüyle ilerliyor
Hem Suriye’de hem de Irak’ta IŞİD’e karşı en etkili ve sonuç alıcı mücadeleyi veren, aynı zamanda Esad rejimine karşı olan mesafesini koruyan PYD, özellikle Türkiye’nin baskısıyla Cenevre-3 görüşmelerine katılması engellendi.
Buna karşılık Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu’nun kuruluşunu ilan edildi. Bu kuruluş doğrultusunda oluşturulan ve Eşbaşkanlıklarını Hediye Yusuf (Kürt) ve Mensur El Selum’un (Arap) yaptığı Kurucu Meclis ise tıkanma noktasına gelen Cenevre-3 görüşmelerine nazaran hızla çalışmalarına devam ediyor. Böylelikle federasyon kararı nedeniyle Heysem Menna’nın Demokratik Suriye Meclisi Eşbaşkanlığından istifa etmesinin olumsuz etkisi de giderilmiş gözüküyor.
Kantonların birleştirilmesini önüne koyan YPG ise Manbij ve Azez’in etrafını sarmış durumda. Buraları özgürleştirmek için “siyasi” koşullarını oluşmasını bekleyen YPG, diğer taraftan Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile birlikte Rakka ve Deyrizor’un da kapısına dayanmış durumda. Yine bu kentlerin özgürleştirilmesi için de “siyasi” koşullarını oluşmasını bekleniyor.
Bu “siyasi” koşulların oluşması ise ABD ve Rusya’ya karşı yürütülecek denge politikasına bağlı. Ve KÖH bir yandan aceleci davranmayarak koşulların olusmasını beklerken, diğer yandan da Arap, Türkmen, Çerkez halkları ile direniş cephesini kurmaya çabalayarak mevzilerini güçlendirerek genişletiyor.
Diğer yandan Afrin Kantonu ve Halep’in Şeyh Maksud mahallesine yönelik MİT destekli cihatçı çetelerin saldırıları ise püskürtülmeye devam ediliyor. YPG ve QSD, Suriye’de kazanımları koruyacak ve geliştirecek güç olduğu ortaya koymaya devam ediyor.
Irak ve İran’da süreç gelişiyor
Şengal’in kurtarılmasında büyük rol oynayarak Başur’a kalıcı bir giriş yapan KÖH, Şengal’in kontrolünü YBŞ’ye bıraktı ve YNK›nin desteğiyle de Şengal’in yeniden yapılanmasını için Irak parlamentosunun desteği sağlandı. Kerkük’ün savunması için HPG’yi yönlendiren KÖH, Musul’un kurtarılması operasyonuna katılmak için çabalarını sürdürüyor. Böylece KÖH, sakin ve sağlam adımlarla Başur›a yerleşmiş durumda.
Son bir senede 12 bin Kürt tutuklandığı İran’da ise Türkiye’dekine benzer bir siyasi operasyon yürütülmekte. Rojava, Başur’daki gelişmelerle birlikte Bakur’da da yükselen hareketlilikten ürken Molla rejimi bu operasyonlarla önleyici davranmaya çalışıyor.
Tarihsel bir dönem
Ortadoğu ve Kürdistan’da tarihsel fırsatların açığa çıktığı bir dönemden geçiliyor. KÖH ise bu dönemin sunduğu olanak ve olasılıkları sakin, hamleci ve ayağı yere sağlam basan politikalarıyla alanlarını ve mevzilerini güçlendirip büyüterek kazanmaya çalışıyor.
Bu kazanımların gerçekleşmesinin bölgenin özgürleşmesinden geçtiğini gören KÖH, başta Arap, Türk, Fars halkları olmak üzere bölge halklarıyla direniş cepheleri kurmaya çalışıyor. KÖH sadece Kürdistan’ın değil, Ortadoğu’nun da yeniden kuruluşu açısında yaratıcı-kurucu hamlelerine kazanarak ve kazandırarak devam ediyor.