26 Nisan 2025 Cumartesi

Trump Tarifelerini Attı!

Yeni yıla girildiğinden bu yana her hareketi ve sözüyle “olay” yaratan Trump, yeni hamleleriyle dünyanın gündemini ve “geleceğini” belirlemeyi sürdürüyor. Aylardır dile getirdiği “gümrük tarifeleri” meselesini uygulamaya çalışması ise emperyalist güçler arasındaki savaşın “ekonomik boyutunda” yeni bir dönüm noktasına erişildiğini gösteriyor.

Bu dönüm noktası; aşırı birikim ve kâr oranlarının düşme eğiliminden kaynaklanan kapitalizmin yapısal krizinin artık küreselliği değil, blokları, bölgeselliği ve hatta ulusallığı esas alan çeşitli biçimlerde çözülmeye çalışılacağına dair güçlü belirtileri barındırıyor. Fakat bu çözüm çabalarının, kapitalizmin gerek üretim süreci ve üretimdeki işbölümüyle gerekse dolaşım ağlarıyla yeryüzünü büyük oranda kaplaması nedeniyle, küreselliğe önemli oranda bağımlı olacağı görülüyor. Nitekim emperyalist güçlerden bölgesel ve yerel güçlere kadar bütün özneler de hamlelerini “küresellikten” kopmamaya çalışarak yapmaya başlamış durumdalar.

Trump’ın Planları 

İlk olarak Trump, ülkelere uyguladığı tarifeyi ABD ile yaptıkları ticaretin açığının büyüklüğüne göre belirleyerek “kılıcını” attı. Bu hamlesiyle “tek” patronun kendisi yani ABD olduğunu göstermeyi planlıyordu. Trump ithal mallara koyduğu yüksek vergilerle ABD’yi üretim merkezi yapmayı hedefliyor ve böylece diğer ülkelere yeni ticaret anlaşmaları dikte edebilmeyi, ticaret dengesini sağlamayı ve ABD pazarını genişletmeyi amaçlıyordu. Keza gümrük tarifelerini bankacılık, sigorta, yazılım vb. hizmetlere değil mal ithalatına yönelik yapması da ABD’nin hegemonik gücünü “üretim süreci” üzerinden kurmayı planladığına işaret ediyordu. 

Fakat halihazırda ABD’nin hegemonyasını sağlayan şey finansal altyapısı ve doların dünya parası olması. Bu durum ABD’yi seneler içerisinde ucuz ithalata bağımlı kıldı ve sanayisinin temelini zayıflattı. Bu zayıflama işgücüne de yansıdı ve hizmet sektörü ile finans ve teknolojide yoğunlaşmış istihdam yarattı. Şimdi ABD için gerekli olan ise üretimdeki işgücü. Ki Trump’ın seçimlerdeki en büyük vaadi de ülke içerisinde istihdamı artırmaktı ve ülkedeki işçi sınıfının desteğini böyle kazanmıştı. Dolayısıyla Trump’ı tarifeleri uygulamaya iten nedenler içerisinde “iç” etkenlerin payı büyük. 

“Dış” etkenlerin arasında ise “hegemonyayı sürdürme” kadar “hegemonyanın biçimi” de öne çıkıyor. Askeri harcamaları her yıl rekorlar kıran ABD, ekonomi dışı “zor” ile sorunlarını çözme stratejisinin sınırlarına gelmiş durumda. Yoğun askeri yardıma rağmen Ukrayna’da Rusya’ya geri adım attırılamaması, Afrika’daki darbelere rağmen Çin’in nüfuzunu yaymaya devam etmesi ABD’yi “üretime” odaklanmaya itiyor. Bu odaklanmanın içeriye etki eden bir yanı da var: Pentagon.

ABD’nin üstün silahlarına dayanan endüstriyi gerek NATO gerekse ikili anlaşmalar aracılığıyla dünyaya yayarak küresel yapı oluşturan Pentagon, “demokratlarla” birlikte Trump’a karşı güçlü bir duruş (suikast?) sergilemişti. Trump’ın gümrük tarifeleri ise ABD’nin müttefiklerine silah tedarikini azaltarak askeri endüstriye zarar verme olasılığını taşıyor. Bu da Trump’ın kendisine “darbe” yapılabileceği söylentilerini ciddiye alarak Pentagon’un “içerideki” gücünün maddi altyapısını “darbelemeyi” amaçladığını gösteriyor.

Etkiler ve Engeller

Trump’ın tarifelerinin, planlarının ve amaçlarının çeşitli etkileri ve karşılaştığı engeller ise “içeride” ve “dışarıda” birbirine karışarak kompleks bir durum oluşturmakta.

Trump tarifeleri ilan eder etmez 75’ten fazla ülkenin görüşme talep etmesi “engellerin” büyük olacağının bir göstergesi. Nitekim daha görüşmeler yapılmadan Çin hariç diğer ülkelere uygulanacak tarifelerin 90 gün ertelenmesi Trump’ın da “engelleri” fark ettiğine işaret ediyor. Bu ertelemede resesyon olasılığının güçlü olması da önemli bir etken. Keza tarife kararının ardından ABD tahvillerinin değerinin düşmesi ve finansal çöküş olasılığının artması Trump’a geri adım attırmış durumda.

Tarifelerin “içeriye” etkisi ise oldukça “sınıfsal”. İlk olarak tarifeler işçilerin ve emekçilerin yaşamını doğrudan etkilemekte. Çin’den yapılan ithalatı etkileyen tarifelerin en çok temel ihtiyaç ve tüketim maddeleri hakkında olması arz şokuna neden olacağı için resesyona ve enflasyona ve de dolayısıyla üretimin, ticaretin ve yatırımların azalmasına da yol açabilir. Bu da işçilerin ve emekçilerin işsiz kalmalarının yanı sıra daha da yoksullaşmalarına neden olabilir. ABD’nin ithal ettiği ve tarifelerin uygulanacağı metaların çoğunlukla emek yoğun işleri içermesi de düşük gelirli ve gelişmekte olan “güney” ülkelerini de benzer bir şekilde etkileyebilir. Dolayısıyla Trump’ın tarifelerin en önemli etkisi işçileri ve emekçileri daha da yoksullaştırmak olacaktır.

Tarifelerin bir diğer etkisi ise sermaye “içerisine”. ABD’nin ithal ettiği metaların büyük kısmının imalat girdileri olması ve bunların da büyük kısmının Çin’den geliyor olması ABD sanayi sermayesinin tepkisine neden oluyor. Trump’ın baş destekçilerinden ve Çin’de büyük yatırımları olan Musk ciddi itirazlarda bulunmasına rağmen henüz istediği sonucu alamıyor. Fakat telefonlardan bilgisayara kadar çeşitli elektrikli ekipmanların ve onların bileşenleri Çin’den ucuza geliyor olması, ABD’nin bunları üretebilmesi için yeni fabrikalar kurmasının gerekmesi ve bunun da pahalıya gelmesi tarifeleri “engelleme” yönünde ciddi bir etmen olarak ortada duruyor.

Öte yandan Kaliforniya Valisi ve Eyalet Başsavcısı öncülüğünde Trump’a tarifeleri uygularken gerekli koşullara uymadığı için dava açılması da ABD sermayesinin “içeriden” engellemeyi farklı araçlarla sürdüreceğini gösteriyor.

Tarifelerin dışarıdan “engellenmesi” de ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Trump’ın tarife yükseltmelerine aynı sertlikte karşılık veren Çin, bir adım daha ileri gitti. Bu adımında Pekin, nadir toprak element ihracatını durdurarak ABD’nin savaş uçağından cep telefonuna kadar her alandaki üretimi etkilemiş durumda. 

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in bu ticaret savaşının “sürdürülemez” olduğunu ve “iki tarafın” da gerilimi düşürmesi gerektiğini bildirmesi, Trump’ın Çin’e karşı söylemlerinde “yumuşamaya” başlayarak özellikle teknolojik aletler için gerekli maddelerde muafiyetler tanıması Çin’in attığı ileri adımının sonuç aldığını gösteriyor.

Sonuç olarak Trump ortaya attığı tarifelerle uygulamak istediği planlar, etkileri ve karşılaştığı engeller nedeniyle şimdilik “kötürüm” haline gelmiş durumda. Ve Trump’ın sürekli tarife ve hamle değişikliğine gitmesi de bir “B” planı olmadığını gösteriyor. Ve bu durum da başta Çin’in olmak üzere diğer küresel ve bölgesel güçlerin yapacakları hamlelerin dünya çapındaki etkisini ve önemini giderek artırıyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sırada “Ekonomik” Savaş mı var?

12 gün süren İsrail-İran füze savaşı “şimdilik” ateşkesle bitti. ABD’nin yıllar sonra İran’ı vurması ve ardından İran’ın da ABD’nin Katar’da...