12 gün süren İsrail-İran füze savaşı “şimdilik” ateşkesle bitti. ABD’nin yıllar sonra İran’ı vurması ve ardından İran’ın da ABD’nin Katar’daki üssünü vurmasıyla pik yapan “savaşın” şiddeti, bu iki saldırının önceden taraflara bildirildiğinin açığa çıkmasıyla düşüşe geçti ve “bitirildi.”
Tarafların yıllardır birbirlerini yok etmeye yeminli
olmaları ise savaşın “bitmeyeceğini” gösteriyor. Nitekim ateşkes sonrası Tel
Aviv’deki (Nakba öncesi Yafa) billboardları süsleyen İbrahim Anlaşması afişleri
savaşın “ekonomik” alanda süreceğini ortaya koyuyor.
Anlaşma ve Koridor
İbrahim Anlaşmaları, 15 Eylül 2020 tarihinde Arap ülkeleri
ile soykırımcı ve işgalci İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesini
amaçlayarak imzalanmıştı. Soykırımcı ve işgalci İsrail ile Birleşik Arap
Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında imzalanan ve ABD’nin aracılık yaptığı
anlaşmada “güvenlik” öne çıkartılsa da arka planda “ekonomik” faydalar da
unutulmamıştı. Anlaşmadan üç yıl sonra ortaya konulan IMEC projesi (Hindistan-Orta
Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) ile “güvenliğin” ekonomik koridor için
sağlanacağı ortaya çıkmıştı.
Şimdi “savaşın” ardından ABD Başkanı Trump'ın Özel
Temsilcisi Steve Witkoff’un İbrahim Anlaşmaları’na ilişkin önemli bir duyuru
yapacaklarını belirtmesi ile anlaşma ve koridorun gündemde öne çıkacağı
görülüyor.
Yafa’daki afişte Suudi Arabistan'ın veliaht prensi Muhammed
Bin Selman, Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin lideri Ahmed Şara
ve Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Trump ve Netanyahu ile yan yana getirilmiş
olması ise Suudi Arabistan, Suriye ve Lübnan’ın da anlaşmaya katılacağına dair
önemli bir ipucu sunuyor. Öte yandan İsrail ile HTŞ arasında doğrudan
görüşmelerin olduğunun İsrail basınını[1]
süslemesi de güvenlik ve ekonomi alanında adımlar atılacağını gösteriyor.
İran Kavşağı
Fakat bu adımların anlam kazanmasının yolu IMEC’in en önemli
kavşağının, yani Hindistan ile Orta Doğu’yu birleştiren İran’ın kazanılmasından
geçiyor.
Nitekim ABD Başkanı Trump yeni bir “barış” hamlesine hazırlanıyor.
Buna göre Trump’ın uranyum zenginleştirmesinden vazgeçmesi şartıyla İran’a 30
milyar dolarlık finansal yardım vb. “ekonomik” tekliflerde bulunmaya
hazırlandığı iddia ediliyor.[2]
Trump’ın son Orta Doğu gezisinde bölge ülkeleriyle trilyon
dolarlık yatırım planlamış[3]
olmasının Tahran’ı cezbedileceği ihtimali de buna eklenebilir. Diğer yandan
Trump süreçten ders aldığını gösterir biçimde “havuçların” yanı sıra “sopayı”
da ihmal etmiyor.
ABD donanmasının önemli bir kısmının bölgeye gönderilmesi
(ki İran’ı vuran füzelerin bir kısmı bunlardan ateşlendi) ve bu güçlerin
namlularını başta Husiler olmak üzere bölgedeki İran yanlısı güçlere çevirmesi
Tahran’ın “sopayı” ensesinde hissetmesine neden oluyor.
Tahran’ın ensesindeki bir diğer “sopa” ise Hürmüz Boğazı.
İran meclisinin Hürmüz Boğazı’nın kapatılması kararını almasının ardından
beklenilenin aksine ABD borsalarının yükselişe geçip petrol fiyatlarının
düşmesi[4] İran’ın
önemli kozunun değerini düşürdü.
Piyasalardaki bu gelişmeyle birlikte boğazdan geçen petrol
ve doğalgazın yüzde 80’inin Asya-Pasifik Havzası’na ve yüzde 20’sinin Avrupa
pazarlarına gidiyor olması kapatılmadan en çok İran ve Çin’in etkileneceğini
gösteriyor. Ve haliyle bu durum İran’ın “sopadan” çok “havuca” yönelmesini
sağlayabilir.
Hakeza soykırımcı ve işgalci İsrail’in saldırıları sonucunda
İran’ın nükleer çalışmalarının aksatılması ve ülkenin altyapısına ciddi zarar
verilmiş olması da buna eklendiğinde önümüzdeki süreçte Tahran’ın yüzünü
“havuca” dönebilir.
Fakat Kant’ın da söylediği gibi: “Bütün düşmanlıklara son
verilmesi ‘barış’, belli bir süre ara verilmesi ise ‘ateşkes’ anlamına gelir.”
[1] https://www.evrensel.net/haber/559008/israil-medyasi-hts-yonetimi-israil-suriye-barisini-saglayabiliriz-diyor
[2] https://edition.cnn.com/2025/06/26/politics/us-iran-talks-nuclear-program
[3] https://finance.yahoo.com/news/trump-middle-east-trip-could-130934020.html
[4] https://finans.mynet.com/haber/detay/borsa/iran-abd-uslerini-vurdu-abd-borsasi-yukselise-gecti-petrol-sert-dustu/506545/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder