16 Eylül 2025 Salı

(Çeviri) Nepal'in “Z Kuşağı Devrimi” - Shovan Bhattarai

Son birkaç gün içinde, “Z kuşağı devrimi” olarak adlandırılan kitlesel gençlik protestoları Nepal sokaklarında patlak verdi ve siyasi bir krizin yaşanmasına ve Başbakan K.P. Sharma Oli'nin istifasına neden oldu.

Protestolar, siyasi sınıfın zenginliğine ve yolsuzluğuna duyulan öfkenin doruk noktasına ulaşmasıyla başladı. Son haftalarda #nepobaby hashtag'i viral oldu ve politikacıların çocuklarının lüks yaşam tarzları ortaya çıkarıldı. Bir gönderide, bir bakanın oğlu, Louis Vuitton ve Cartier kutularından oluşan bir Noel ağacının yanında poz veriyordu. Nepal'de kişi başına yıllık gelir 1.400 ABD doları ve her dört kişiden biri yoksulluk sınırının altında yaşarken, bu kutular çoğu insanın hayatı boyunca göremeyeceği kadar pahalı.

4 Eylül'de Nepal'in yönetici eliti, WhatsApp, Facebook, Instagram ve YouTube dahil 26 sosyal medya platformunu yasakladığını duyurdu. Bu, siyasi yolsuzluğa yönelik eleştirileri bastırmak için yapılan açık bir girişim olarak anlaşıldı ve protesto örgütleyicilerini 8 Eylül Pazartesi günü Nepal gençliğini sokağa çıkmaya çağırmaya sevk etti.

Sosyalist öğrenci aktivisti Kisan, protestoların başlamasından birkaç gün sonra Red Flag'e telefonla verdiği demeçte, “Maithighar'dan Baneshwor'a kadar uzanan yaklaşık iki kilometrelik alan protestocularla doluydu” dedi. On binlerce protestocu parlamento binasına yürüdü, polis ise göz yaşartıcı gaz attı ve tazyikli suyla protestocuları dağıttı. Bu yöntem protestocuları geri püskürtmede başarısız olunca, polis kalabalığa ateş açtı. Sosyal medyada yayımlanan videolarda, barışçıl protestocuların polis tarafından yakın mesafeden gerçek mermiyle vurulduğu görülüyor. Günün sonunda 19 kişi öldü, 400 kişi yaralandı. Bu, Nepal tarihindeki en kanlı protesto günüydü. Bir lise öğrencisi, okul üniforması üzerindeyken sokakta ölü bulundu.

Şok dalgaları ülke çapında yayıldı. Nepal'in siyasi elitleri, ayrıcalıklarını korumak için uygulayacakları zulmü açıkça ortaya koymuşlardı. Ancak kan dökülmesi protestoları durdurmadı. Katmandu, Rupandehi, Biratnagar, Pokhara ve Chitwan'da protestocular polis barikatlarını yıktı ve hükümet binalarına, parti ofislerine ve bakanların evlerine baskın düzenledi. Sokağa çıkma yasağı sokakları boşaltmaya yetmedi. Protestocular “KP Chore, Desh Chor” (Hırsız K.P., ülkeyi terk et) sloganları attı.

Videolar protestoların coşkusunu yansıtıyor. Bir videoda, gökyüzünden para yağar gibi enerji bakanının evinin penceresinden banknotlar atılırken aşağıdaki kalabalık coşkuyla bağırıyordu. Bir diğerinde ise Nepal Maliye Bakanı Bishnu Prasad Paudel iç çamaşırlarına kadar soyuldu, evinden kovuldu ve yakındaki bir nehre atıldı. Bir zamanlar bir nepo bebeğin kutularından Noel ağacı yaptığı marka ayakkabılar, politikacı babasının evinin balkonundan dışarıya atıldı.

Daha pek çok hikâye var. Parlamento binasında polis barikatları yıkıldı ve protestocular içeri girdiler. Birkaç saat boyunca, lüks odalar yırtık kot pantolonlar ve parmak arası terlikler giyen gençlere ait oldu. Yolsuzluk yapan yetkililerin evleri ateşe verildi; yanan binalar TikTok danslarının arka planı olarak kullanıldı.

Bu sahneler, üç yıl önce Sri Lanka'daki Rajapaksa rejiminin simgesi olan sarayın kitlesel bir hareket tarafından yağmalanmasını hatırlatıyor. Nepal'deki protestocular da bu bağlantıyı gözden kaçırmıyor. Sosyal medya, 2022'de Sri Lanka'da, geçen yıl Bangladeş'te ve Arap Baharı'nda yaşananlardan çıkarılan dersleri paylaşma girişimleriyle dolup taşıyor. Protestoların ana sembolü, anime dizisi One Piece'den “Straw Hat Jolly Roger”dir ve bu sembol, son birkaç haftadır Endonezya'daki protesto hareketleri sırasında Cakarta sokaklarında yaygınlaşmıştı.

Pazartesi akşamı, durumu tersine çevirmek için son bir çaba olarak hükümet sosyal medya yasağını kaldırmayı kabul etti. Ancak artık çok geçti ve protestocular ikinci gün sokaklara geri döndüler. Sabahın ortasında, hükümet bakanları aceleyle istifa edip ülkeden kaçmaya çalışırken Tribuvan Uluslararası Havaalanı özel jetler ve helikopterlerle doldu. Sonunda, gençlerin protestosu başladıktan sadece bir gün sonra, K.P. Oli başbakanlık görevinden istifa etti.

Hükümetin bu kadar çabuk devrilmesinin nedenlerinden biri, zaten istikrarsız olan durumuydu. 2006'da monarşi devrildiğinden beri bir dizi kısa ömürlü hükümet kurulmuştu. Kisan, “Halkın hayal kırıklığı uzun zamandır artıyordu” dedi. “Son birkaç on yıldır, K.P. Sharma Oli (Nepal Komünist Partisi-Birleşik Marksist-Leninist), Sher Bahadur Deuba (Nepal Kongresi) ve Prachanda (Nepal Komünist Partisi-Maoist Merkez) adlı üç adamın başbakanlık koltuğunu defalarca değiştirdikleri bir tür müzikli sandalye oyunu oynanıyordu.”

Bu partilerin arka arkaya gelen liderlikleri altında eşitsizlik hızlandı ve son yıllarda artan işsizlikle daha da kötüleşti. Nepal'de gençlerin işsizlik oranı yüzde 20'ye ulaştığı için milyonlarca genç Körfez ülkeleri, Malezya ve Güney Kore'de inşaat veya ev işlerinde çalışmak zorunda kaldı. Kisan'a göre, "Köylerdeki bir nesil, Körfez'de modern köleler olmak için yurtdışına gitmek zorunda kaldıklarından tamamen yok oldu. Ayda yaklaşık 30.000 rupi (yaklaşık 210 ABD doları) kazanıyorlar ve 15.000 rupiyi memleketlerine gönderiyorlar. Bu para yoksulluk sınırının altında, ama Nepal'deki koşullar o kadar kötü ki başka seçenekleri yok."

Bu arada, kendilerini “Komünist” veya “Maoist” renklerle süsleyen Nepalli liderler, ülkenin GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturan bu gönderilen paralardan toplanan vergilerle ceplerini dolduruyorlar. Bu, her gün devam eden açık dolandırıcılık ve yolsuzluğa ek olarak gerçekleşiyor. Hükümetin kendi verilerine göre, toplam bütçesinin yaklaşık yüzde 15-50'sini müteahhitler, bakanlar ve memurlar zimmetlerine geçiriyorlar.

K.P. Oli'nin ani istifası, harekete katılan birçok kişiyi şaşırttı. Geride bıraktığı siyasi boşluk, kısa sürede eski Başyargıç Sushila Karki tarafından dolduruldu. Nepal'in küçük sağcı monarşi yanlısı azınlığı, bu fırsatı değerlendirerek kralın yeniden tahta çıkarılması gerektiğini savunmaya çalıştı, ancak bu, genç protestocuların hoşuna gitmedi.

Kisan'a göre, önde gelen “Z kuşağı devrimi” aktivistlerinin çoğu, yeni seçimler yapılana kadar Karki'nin geçici bir hükümet kurmasını destekliyor. Ancak, dünyanın en yoksul ülkelerinden birinin çoğunluğunun karşı karşıya olduğu ciddi sorunlar, iktidar koltuklarının değiştirilmesiyle çözülemez.

Başka tehlikeler de var. Nepal ordusu, kısa sürede “kanun ve düzen”in uygulayıcısı ve “Z kuşağı” temsilcileriyle liderler arasındaki müzakerelerde arabulucu olarak kendini dayattı. Generaller bu anı daha fazla güç kazanmak için kullanmaya çalışabilirler. Benzer şekilde, güçlü bir sol siyasi alternatifin yokluğunda, daha sağcı Nepal partilerinin gelecek seçimlerde güç kazanması da mümkündür.

Henüz belirsiz olan çok şey var, ancak Nepal'in gençleri yoksulluk, baskı ve eşitsizlik sisteminden bıkmış durumda. Salı günü Al Jazeera'ya konuşan eylemci bir öğrenci protestocu bunu açıkça ve heyecanlı bir şekilde dile getirdi:

“Uluslararası dostlarımıza şunu söylüyoruz: Başbakanın istifası yeterli değil. Yarın, tüm ulusal partiler yine aynı masada toplanarak kolayca başka bir koalisyon kurabilirler. Ama biz tüm bunları, bu döngüyü kırmak için buradayız. O masayı kıracağız.”

(Bu yazı İngilizceden Türkçeye Göksal Caner Malatya tarafından çevrilmiştir. Yazının orijinaline buradan erişebilirsiniz: https://redflag.org.au/article/nepals-gen-z-revolution)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trump’ın Avrupa’yla Dansı

Geçtiğimiz hafta yayımlanan 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi, dünya gündeminin zirvesinden inmiyor. Belge hakkındaki tartışmaların ön...