(Toplumsal Özgürlük, Haziran 2016 sayısı)
Adım adım Irak’tan silinen IŞİD’e yönelik operasyonlar, Felluce operasyonuyla devam ediyor. 22 Mayıs’ta başlayan operasyona Irak ordusu, Sünni aşiret güçleri ile Gönüllü Halk Güçleri (Haşdu’ş-Şa’bi) katılıyor. Operasyona Suriye’nin aksine ABD uçakları değil Irak ordusunun uçakları hava desteği veriyor.
Neden Felluce?
Felluce IŞİD’in en çok önem verdiği kentlerden biri. ABD’nin Irak işgali döneminde sergilediği direnişle adından “Direniş kenti” olarak bahsettiren Felluce’nin bu anlamda sembolik anlamı büyük. Bununla birlikte Felluce başkent Bağdat’a en yakın kent olmakla birlikte Irak’taki Şiilerin yoğunlukta olduğu bölgelere açılan bir kapı konumda. Bu açıdan da oldukça stratejik bir önemi bulunuyor.
Ramadi, Beyci ve Tikrit’in ele geçirilmesiyle birlikte IŞİD Irak’ta Musul ve Felluce’ye sıkışmış durumda. Musul’un durumunun tartışmalı olması ve küresel güçlerin bu duruma müdahil olmaları da Haydar İbadi yönetimini Felluce’yi yöneltmiş durumda. İbadi yönetimi Felluce’yi ele geçirerek hem stratejik önemdeki kenti elde etmeyi, hem de Musul’a yönelirken arkasında IŞİD’in elinde tuttuğu alan bırakmayarak elinin rahat olmasını hedefliyor.
İbadi yönetimi
İbadi yönetimi diğer yandan bu operasyonla ülke içindeki otoritesini arttırma hedefini güdüyor. Kurduğu teknokrat hükümet, mezhepsel ve etnik Irak Meclisi’nden yeterli desteği görmeyince İbadi’nin imdadına müttefiki Sadr grubu yetişti. Sadr grubunun yolsuzluk ve kötü yönetimi protesto amacıyla Nisan sonunda Irak Meclisi’ni basmaları ve İbadi’nin bu baskını “gönülsüzce” kınaması ittifakın ciddiyetini göstermiş oldu. İbadi, yolsuzluk ve çıkar batağına bulaşmış Irak kodamanlarına karşı Sadr grubu tabanı yoksul halka dayanan gruplara dayanmış durumda. İbadi bir yandan bu yoksul tabana dayanarak kendi iktidarını konsolide etmeyi hesaplarken diğer yandan otoritesini kabul ettirecek kadar güçlü olduğunu göstermek istiyor. Dolayısıyla İbadi, Felluce operasyonu ile bu hedeflerini gerçekleştirmek için kendisine gerekli olan meşruiyeti elde etme çabasını güdüyor.
İran’ın hesapları
Felluce yapılan bu operasyon büyük oranda Irak güçlerinin inisiyatifiyle gerçekleşiyor. Bu güçlerin büyük bir çoğunluğunu Şii milisler oluşturmakla birlikte İran’ın askeri “danışmanları” da saha bulunuyorlar. Nükleer anlaşmadan sonra Ortadoğu’daki politikalarını ABD ile çok ayrı düşmeden yürütmeye çalışan İran, aynı zamanda kendi politikaları doğrultusunda ilerlemeye devam ediyor.
İran bir taraftan 2014’te IŞİD’in Erbil’e yaptığı saldırısında destek olduğu Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile olan ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan Irak ordusunun, IŞİD’in elindeki Sünnilerin çoğunlukta olduğu bölgeleri almasına yardımcı olarak Irak bütününü etkisini altına almaya çalışıyor. Böylece Ortadoğu’nun hem ekonomik hem de coğrafi açıdan merkezi olan Irak’ı elde ederek bölgedeki rakibi Suudi Arabistan’ın önünü almaya çalışıyor.
Hedefler sahnede
Felluce operasyonu ile hem İbadi hem de İran hedeflerini yoksul Irak halkının üzerine basarak gerçekleştirme istiyor. Fakat her ne kadar Şii ve Sünni örgütlenmelerin içinde bulunsalar da, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı başkaldırmaları, hem küresel güçlerin hem de bölgesel güçlerin Irak’taki hesaplarını kolayca gerçekleştiremeyeceklerini gösteriyor.