2 Eylül 2016 Cuma

Japonya’da Abenomics’in Sonu

(Toplumsal Özgürlük, Eylül 2016 sayısı)

Neo-liberalizmin simge ülkelerinden olan Japonya’daki ekonomik gerileme, kapitalizmin dünya çapındaki yapısal krizinin etkisiyle devam ediyor. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olma konumunu uzun yıllar sürdürdükten sonra 2010’da Çin’e kaptıran Japonya’nın bu düşüşü aynı zamanda kapitalizmin krizinin bütün hızıyla devam ettiğinin de en büyük göstergesi. 

Abenomics’in çöküşü 

Aralık 2012’de ikinci defa başbakan olan Liberal Demokrat Parti lideri Shinzo Abe, “Abenomics” adı verilen ekonomi politikalarıyla Japonya’yı eski günlerine döndüreceğini vaat etmişti. Abenomi’nin dayandığı üç temel nokta şunlardı: Sermayeye mali teşvik, neo-liberal emek reformları, gevşek para politikası. Bu politikalarla hedeflediği sonuçlar ise şunlardı: Her sene en az yüzde 3 büyüme oranı, yıllık enflasyonu yüzde 2’de tutma ve devlet bütçesinin fazla vermesi. Geçen dört yıllık süre, Abenomics’in neredeyse her politikasında ve hedefinde başarısız olduğunu gösteriyor. Dünyanın en önemli ve gelişmiş teknolojik alet (otomobil, bilgisayar gibi) tedarikçisi ve ihracatçısı olan Japonya’nın ihracatı geçen yıla göre %10 gibi büyük bir düşüş gösterdi. Fakat bu düşüş Amerikan Doları baz alındığında %21’e varıyor. Bununla birlikte bu yılın Temmuz ayındaki ihracat geçen yılın Temmuz ayına oranla 14% azaldı. Yine Japonya’nın dünyanın en büyük iki ekonomisinden Çin’e olan ihracatı %13, ABD’ye olan ihracatı da %12 düşüş gösterdi. 

İhracattaki bu çöküş Abenomics’in büyüme hedeflerinin de çökmesine neden oldu. Nitekim Japon ekonomisinin 2016’nın 2. çeyreğindeki (Nisan-Mayıs-Haziran) büyüme oranı, 1. çeyreğine (Ocak-Şubat-Mart) göre %2 azaldı. Yine büyüme oranları 2016 için %0,3 ve 2017 için %0,1 olarak öngörülüyor. 

Para musluklarını açmak da işe yaramadı 

Abenomics’in diğer hedefi olan bütçe fazlası vermede de başarısızlık görülüyor. Temmuz 2015’te 261,4 milyar yen açık veren Japon ekonomisi, Japon Yen’in Amerikan Doları’na karşı değer kazanmasından kaynaklı Temmuz 2016’da 513,5 milyar Yen fazla verdi. Fakat bunda da petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşüş göstermesi önemli bir etken. Japonya’nın ithalatında en büyük paya sahip doğalgaz ve petrol ithalatı, geçen yılın Temmuz ayına göre %42’lik bir düşüş gösterdi ve bu da bütçe fazlası verilmesini sağladı. Dolayısıyla Japon ekonomisinin bütçe dengesi bir güven vermiyor. 

Abenomics’in önemli ayakları olan sermayeye mali teşvik ve gevşek para politikası da Japon ekonomisinin büyümesini sağlayamadı. Bankalardaki negatif mevduat oranları ile ultra gevşek para politikasına rağmen burjuvazi, doğrudan yatırımlar yerine finansal sermayeye yöneldi ve Japonya’nın kamu borcu Gayri Safi Milli Hasılası’nın %5’ine çıktı. Ve bu da Japonya’nın mali teşvik politikasının giderek sınırlarına vardığını göstererek ilerisi için hiç de parlak bir gelecek sunmuyor. 

Başarısızlığın faturası emekçilere 

Bununla birlikte Abenomics’in kısmen başarılı olduğu noktalardan biri neo-liberal emek “reformları” oldu. 2012’den bu yana geçici sözleşmeli işlerin oranı, düzenli ve güvenceli işlere göre artmış durumda. Öte yandan bu “reformlarla” emekçilerin ücretlerindeki artış %1’den fazla olmazken, Japonya’daki yaşam standartları giderek düşüyor.

Fakat bu bile yeterli değil. Çökmüş Abenomics’e nasihat veren IMF şunları öneriyor: Vergi tabanını genişletmek (yani her emekçinin daha fazla vergi vermesi); sosyal güvenlik sisteminde reform (bireysel emeklilik sistemini 

genişletme), kadınlar, yaşlı çalışanların katılımını teşvik etmek (kadın emek-gücüne saldırı ve ölene kadar çalışma), işgücü piyasasında daha iddialı yapısal reformları (daha fazla sömürü). 

Neoliberalizmin sadık temsilcisi Abe’nin uyguladığı politikalar, kapitalizmin yapısal krizinin devam etmesiyle birlikte her geçen gün başarısızlığa uğruyor. Dünyanın en büyük üçüncü ekonomi gücü olan Japonya’nın bu başarısızlığı, hem kapitalizmin yapısal krizinin derinleşerek devam edeceğinin hem de diğer “büyük” ekonomilerin de bu girdabın içinden çıkamayacağını gösteriyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Guglielmo Carchedi’nin “Başka Bir Avrupa İçin” adlı eseri üzerine

5 Eylül 1938 tarihinde doğan Guglielmo Carchedi, Amsterdam Üniversitesi İktisat ve Ekonometri Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmış Marksist bir...