(Toplumsal Özgürlük, Eylül 2016 sayısı)
Yaklaşık 5 yıldır devam eden Suriye’deki savaşın en önemli noktalarından birini Halep’in hakimiyeti oluşturuyor. Özellikle son bir ayda yaşananlar savaşın Halep’te düğümlendiğini gösteriyor. Düğümü çözen, savaşı kazanma yolunda büyük bir zafer elde etmiş olacak.
Halep kuşatması
Savaşın ilk yılında “sakin” olan Halep kenti, 2012 yılıyla birlikte silahlı militanların kırsalda alan kazanmalarıyla birlikte savaş hattına girdi ve Temmuz 2012’de şehir ikiye ayrıldı. Şehrin batı kısmına rejim güçleri hakim olurken, doğu kısmına Özgür Suriye Ordusu’ndan (ÖSO) El Nusra çetelerine kadar geniş bir ittifakın oluşturduğu güçler hakim oldu.
2013 yılı tarafların karşılıklı taarruzlarıyla geçmiş ve bir değişiklik yaratmamıştı. 2014 yılında ise Hizbullah’ın devreye girmesiyle saldırıya geçen rejim güçleri Halep›teki üstünlüğü ele geçirmişti. 2015 yılında İdlib›i alan Fetih Ordusu, Halep’e yönelik saldırılarını arttırmış, fakat rejim, saldırıları boşa çıkarmıştı.
2016 yılının ilk yarısı da karşılıklı taarruzlarla geçerken, YPG’nin savunduğu Şeyh Maksud mahallesine yönelik cihatçı çetelerin saldırıları yoğunlaşmış fakat çeteler mahalleye ele geçirememişlerdi.
Temmuz ayı ile birlikte rejim güçleri yapılan hazırlıklar sonucu Halep’i kuşatma operasyonunu başlattı. Halep’in kuzey kırsalında başlayan saldırılar sonucunda rejim karşıtı güçler gerileyerek Halep’in içerisine doğru çekildi.
28 Temmuz’da ise rejim karşıtı güçlerin Halep’in dışarısıyla bağlantı kurmalarını sağlayan Kastello yolunun son kısmı da rejimin eline geçti ve Halep kuşatması fiilen tamamlanmış oldu.
Kuşatmanın gerçekleşmesinin ardından Şam Taburu, Ahrar’ur Şam ve Şam’ın Fethi Cephesi’nin (“eski” adıyla El Nusra Cephesi) başını çektiği Fetih Ordusu, ÖSO bileşenlerinden oluşan 22 grubun kurduğu koalisyon Halep’in güneyinden saldırıya geçtiler. Bu saldırılar sonucunda 6 Ağustos’ta kuşatma kırıldı. Fakat rejim güçlerinin tekrar saldırılmasıyla 4 Eylül’de Halep tekrar kuşatılmış oldu.
Düğüm ve kılıç
Halep Suriye’nin ticari merkezi olmasıyla birlikte, kalbi olma özelliğini de taşıyor. Dolayısıyla Halep’in ele geçiren taraf, savaşın yönünü değiştirecek bir kozu, Suriye’nin kalbini kazanmış olacak.
Şu an sadece İdlib il merkezini elinde tutan rejim karşıtı güçler, eğer Halep’i kaybederlerse hem moral hem de güç üstünlüğünü kaybederek İdlib›e sıkışmış olacaklar.
Öte yandan rejim Halep›i ele geçirirse yıkılmazlığını ve tek meşru güç olduğunu göstermiş olacak. Nitekim rejim Halep’in alınmasını Suriye’nin bütünlüğünü sağlamaya eş tutarak bütün gücüyle saldırıya yönelmiş durumda. Özellikle İranlı askeri uzmanlar ve Hizbullah’ın üst düzeyde katılımı bunun göstergesi. Halep’in hakimiyeti savaşan taraflar için giderek “olmak veya olmamak” meselesine dönüşürken, görüşmelerden çok savaş gücünün sonucu belirleyeceği bir süreç ilerliyor. Yani Gordion düğümünü kesen İskender’in kılıcının, Halep düğümünü çözmede de belirleyici olacağı görülüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder