1 Nisan 2019 Pazartesi

İdlib Operasyonu “Kapıda”

(Toplumsal Özgürlük, Nisan 2019 sayısı)

Suriye’deki savaşta, Fırat’ın doğusu ile birlikte savaş halinin sürdüğü tek yer olan İdlib’te “gerilim” giderek artıyor. Elleri tetikte bekleyen taraflar, bir süredir hakim olan “ateşkesin” sonu için şimdiden harekete geçmeye başladılar. 

İdlib’te ne oldu? 

Suriye’nin çeşitli yerlerindeki cihatçıların anlaşmalarla İdlib’e taşınmasıyla bölge bir nevi Cihadistan’a dönüştürülmüştü. Bu bölgenin hamiliği de Soçi ve Astana görüşmeleriyle Türkiye’ye verilmişti. 17 Eylül 2018’de yapılan Soçi anlaşması ile de Türkiye’ye bölgedeki cihatçıların ağır silahlarını teslim etmeleri ve Halep ile Lazkiye arasındaki M-4 ve Halep ile Hama arasındaki M-5 otoyollarının açılması görevi verilmişti.

Geçen 7 aya rağmen bunları hiçbiri gerçekleşmedi, üstüne üstlük bölgenin yüzde 90’ı geçtiğimiz Ocak ayında El-Kaide bağlantılı El-Nusra’ya geçti. ÖSO ve diğer cihatçı grupları Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonu bölgesine itekleyen El-Nusra, Esad “muhalifleri” içerisinde en güçlü örgüt oldu. 

Askeri güç belirleyici 

El-Nusra’nın İdlib’e hakim olması, Rusya-İran-Suriye cephesinin saldırmak için gerek duydukları meşruiyeti sağlaması açısından uzun zamandır beklenmekteydi. Nitekim Şubat ayı itibariyle aralıklarla Rusya’nın hava saldırıları, Nisan ayı ile itibariyle de Suriye’nin hava ve top saldırıları artmış durumda. 

Fakat hava ve top saldırıları sivilleri savaş bölgesinde uzaklaştırmayı ve cihatçılara korku salmayı amaçlamakla birlikte cihatçılara ciddi bir zarar vermiyor. Bu nedenle kara harekatı şart. 

Kara harekatının ise cihatçı sayısının fazlalığı, cihatçıların gidecek bir yerleri olmamalarından kaynaklı ölümüne savaşma ihtimallerinin yüksek olmasından dolayı oldukça zorlu geçeceği görülüyor. Cihatçı sayıları ise kaynaklara göre değişiklik gösteriyor. Birleşmiş Milletler’e göre 30 bin cihatçı bulunurken, Suriye devletine göre 100 bin cihatçı bulunuyor. Bu cihatçıların arasındaki El-Nusracıların sayısının ise 10 bin ila 40 bin arasında olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla böyle bir güce karşı savaşmak, ciddi bir hazırlıkla birlikte büyük bir askeri güç gerektiriyor. Nitekim İran ve Suriye böyle bir gücün hazırlanması için çalışmalarına tam gaz devam etmekteler. 

Rusya belirleyici 

İdlib operasyonu için Rusya, İran ve Suriye’nin beklediği koşullar oluşmuş ve hazırlıklar başlamış olsa da diğerlerine nazaran Moskova ayak sürüyor. İran ve Suriye bir an önce İdlib’i almak isterken Rusya Türkiye’nin durumundan kaynaklı ağırdan alıyor. Rusya S-400 füzeleri ve F-35 uçağı meseleleri yüzünden “Batı” ile arası açılan Türkiye’yi hem kaybetmeme hem de İdlib’i temizlemenin maliyetini olabildiğince az ödeme derdinde. Diğer yandan da İran’ın Suriye’de giderek artan etkisini dengelemek isteyen Moskova, İdlib operasyonunun kaçınılmazlığını da göz önüne aldığında operasyona dahil olmak mecburiyetinde olduğunun farkında. 

Sonuç olarak oluşan koşullar İdlib operasyonunun yakın zamanda gerçekleşeceğini gösteriyor. Operasyonun zamanı, niteliği ve gelişeceği süreç konusunda büyük oranda, güçler arasındaki dengeyi koruyabildiği taktirde, Rusya belirleyici olacaktır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trump’ın Avrupa’yla Dansı

Geçtiğimiz hafta yayımlanan 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi, dünya gündeminin zirvesinden inmiyor. Belge hakkındaki tartışmaların ön...