(Toplumsal Özgürlük, Haziran 2019 sayısı)
Soykırım suçlusu Ömer el-Beşir’in 30 yıllık diktatörlüğünü deviren Sudan halkı direnişi sürdürüyor. Geçmiş Arap halk hareketlerinden ders aldığını gösteren Sudan halkı, “şimdilik” devrimini ne askerlere ne de “dış güçlere” kaptırmaya niyetli.
Direniş kazandırdı
19 Aralık 2018’de ekmek fiyatına gelen zama karşı başlayan isyan, 11 Nisan 2019’da askeri darbeyle Beşir’in iktidardan indirilmesiyle sonuçlanmıştı. Darbenin ardından Askeri Geçiş Konseyi kurulmuş ve başkanlığına Savunma Bakanı Korgeneral Avad bin Avf getirilmişti. Fakat 24 saat Yemen savaşına katılan Sudan güçlerinin koordinasyonundan sorumlu komutan olan ve Suudilerle arasından su sızmayan Orgeneral Abdulfettah el Burhan başkanlığa getirildi. Darbecilerin başı değişse de halkın sokaklardan çekilmesine yönelik tavırları değişmemiş, buna rağmen halkın direnişi darbecilere geri adım attırmış durumda. Askeri Geçiş Hükümeti kuran darbeciler, önce üç yıl ardından iki yıl ömür biçtikleri bu hükümeti şimdi çoğunu sivillerin oluşturmasına razı oldular. 300 kişilik kurucu meclisin 200 koltuğuna Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) bileşenleri, 100 koltuğuna diğer siyasi partiler sahip olacak.
İhvancılar ve darbeciler
Direnişe öncülük eden ÖDG, meslek örgütleri ve siyasi örgütleri barındırıyor. Sudan Komünist Partisi (SKP) gibi komünist örgütleri de barındıran ÖDG 2014’ten bu yana Beşir diktasına karşı mücadelesine sürdürmekte. Beşir diktasının her türlü şiddetini ve hilesini deneyimlemiş olan ÖDG, darbecilerin yönetimindeki bir geçiş hükümetinin halkın kazanımlarını yok edeceğinin farkında.
Diğer yandan Sisi’den kaçan İhvancılara Beşir’in kucak açmasından dolayı Sudan’da ciddi bir İhvan gücü mevcut. İhvancıların tıpkı Mısır’da olduğu gibi sinsice iktidarı alabilme ihtimallerini de göz önünde bulunduran ÖDG, İhvancı komutanların tasfiyesi üzerinde de ısrarla duruyor. Bu çifte tehlikeye karşı ÖDG sokakları tutmaya devam ediyor.
Dış güçler çabalıyor
Ülke içerisindeki güçlerinin mücadelesinin yanı sıra bölgesel güçler de hamlelerini sürdürüyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ekseni, Sudan’ın eski sahibi Mısır ve Türkiye-İran-Katar ekseni Sudan’ı kendi yanına çekmek için çabalıyorlar.
Suudi Arabistan ve BAE, üst düzey bir heyetle birlikte 500 milyon nakit para ve gıda, yakıt, ilaç tedariki için 2.5 milyar dolarlık yardım paketi sundu bile. Mısır Afrika Birliği üzerinden hamlelerini denerken, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani’nin başkent Hartum’a gitme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Suud-BAE ekseninin, darbeci askerler arasındaki yandaşlarının da sayesinde diğerlerine nazaran bir adım önde gözüküyor.
Fakat sokaklardan çekilmeyen Sudan halkı, 1989’daki baskı ve katliamla neredeyse yok edilen SKP’nin küllerinden doğması ve özellikle Sudanlı kadınların dünyayı sarsan direnişleri ne darbecilerin ne İhvancıların ne de bölgesel güçlerin halkın isyanını bu sefer çalamayacaklarını gösteriyor. Sudan’daki halk isyanı, halkların Arap Baharı’nın yeni ve daha sınıfsal bir biçiminin filizlendiğini gösteriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder