Önümüzdeki seçim için dikkatlerin üzerinde olduğu partilerden biri de CHP. «Düzenin» önemli bir parçası olan CHP’ye yönelik ilgi, özellikle emeklilere ve işçilere yönelik vaatleri nedeniyle artmış durumda.
CHP “yeni” mi?
Cumhuriyet’le birlikte kurulan CHP, “düzen” tehlikeye girdiği anda tehlikenin ortadan kalkmasını sağlama özelliğinden dolayı düzenin önemli bir parçası olmuştur.
1970’li yıllarda devrimci hareketin yükselişini, “Ne ezen ne ezilen, hakça bir düzen” diyerek şişirdiği aldatıcı balonlarla kısmen durdurabilmişti. 90’lı yıllarda da, yükselen Kürt halkının özgürlük mücadelesinin devrimci-demokrat kitlelerle buluşmasını engelleyerek düzene yardımcı olan yine CHP idi.
Bu sefer de ırkçı-şoven bir söylemle halklar arasında düşmanlık körüklenmiş, ön yargılar kışkırtılmıştı.
CHP’yi şimdi de benzer bir görev bekliyor.
Gezi isyanının çıkardığı enerjiyi, geçen sene Mart ayında yapılan yerel seçimlerde sandıkta eritmeyi kısmen başaran CHP, gözünü devrimci-demokrat güçlere dikmiş durumda. Artan işçi direnişleri, kadınların yükselen mücadelesi ve Kürt halkının isyanı, sistemi giderek açmaza sokuyor. AKP’nin bu açmazı gideremeyeceği ortaya çıktı. İşte, CHP’nin tarihsel görevi, devrimci-demokrat güçlerin sistem içine çekilerek sönümlendirilmesidir.
Yalan vaatler
Bunu emeklilere ve işçilere yönelik dikkat çeken vaatlerde görmekteyiz. Kapitalizmin yol açtığı yoksulluk ve sömürüye ses etmeyen CHP, emeklilere ikramiye ve asgari ücretleri artırmayı vaat ediyor. Peki, bugün işçilerin, emekçilerin ve emeklilerin AKP iktidarı boyunca giderek yoksullaşmasını sağlayan ekonomi politikalarının yaratıcısı kimdi? Kemal Derviş. Peki Kemal Derviş hangi parti iktidarda olursa Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olmayı kabul etti? CHP.
Tam bir “Ali Cengiz” oyunu. Oyunlar gibi, CHP de eski CHP.
Düzenin yedek lastiği
CHP’nin başka görevleri de var.
AKP’nin tek başına iktidarı kuramaması durumunda, hem Erdoğan’ı tasfiye etmek, hem de “büyük koalisyon” kurarak sermayeye nefes almayı sağlamak için bir AKP-CHP koalisyonu kurulabileceği konuşuluyor. Yurt ve Cumhuriyet gibi CHP’ye yakın gazetelere bu söylentiler yansımış durumda. HDP’yi AKP ile anlaştığı üzerinden suçlayan “ilericilerimizin” ise, bu konudaki sessizlikleri takdire şayan. Yanı sıra, olası bir CHP-MHP “Milli Koalisyonu” da akılda tutulmalı.
Ekonomik kriz, yönetim krizi ve sistem krizi, gün geçtikçe artarak devam ediyor. Krizin halkçı-demokratik bir zeminde sonlanmasını, işçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin mücadelesi kadar, CHP’ye karşı alacakları tavır da belirleyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder