1 Temmuz 2015 Çarşamba

‘Yeni’ CHP Eski Sonuç

(Toplumsal Özgürlük, Temmuz 2015 sayısı)

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 2015 genel seçimlerinde 11.518.139 seçmenin oyunu alarak %24,95 oy oranıyla 132 milletvekilliği kazanarak ikinci parti oldu. CHP, 2011 yılındaki seçime göre 362.167 seçmenin daha oyunu alsa da seçmen sayısı arttığı için oy oranında %1,03 azalış yaşayarak 3 milletvekilliğini de kaybetti.

Seçimlere “büyük” sloganlarla giren CHP’nin, geçen seçime göre “matematiksel” gerilmesinin yankısı örtbas edildi. Bunda AKP’nin tek başına hükümet kuramayacak olması ve bundan dolayı bakanlık yarışına giren CHP’lilerin payı büyük. Sermayenin merkezine dönüş Seçim söylemlerine özellikle “ekonomi” alanında ağırlık vermesine rağmen, CHP’nin beklenen karşılığı alamamasından en büyük neden gerçek bir alternatif yaratamaması. Sunduğu ekonomik program ve başında Kemal Derviş’in olduğu ekonomi kadrosu aslında AKP’den pek farklı bir politika izlemeyeceğinin göstergesiydi. Nitekim AKP döneminde yoksullaşan, iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden ve sürekli hak kaybı yaşayan emekçi çoğunluk bu farksızlığı görmüş durumda. 

Sistem içi manevralar 

Seçim sonuçları, CHP’nin sistemin yedek lastiği olma durumunu tekrar tescilliyor ve CHP’nin olası bir durumda iktidar için yeterli olmadığını da bir kez daha gösteriyor. CHP, sistem için, devrimci hareketlerin yükseldiği zamanlarda, kitleleri sistem içine çekmek için kullanılacak önemli bir alet. Fakat yükselen işçi hareketi ve Gezi İsyanı›nın devam eden dinamiğinin CHP tarafından sisteme tümüyle içerilememesi, “alet”teki sıkıntıyı gösteriyor. 

Nitekim, başta Deniz Baykal’ın yeniden ortaya çıkarak görüşmelerde bulunması ve AKP ile koalisyon yapılması için yükselen sesler, “Yeni” CHP’deki karmaşık durumu gösteriyor. Ayrıca, sermayenin AKP-CHP koalisyonu isteği de CHP’yi hızla sistemin merkezine doğru çekiyor. 

CHP’nin dengesi 

Bu istek, sermayenin, sistemin ve rejimin sıkışmışlığını bir süre AKP-CHP koalisyonuyla yatıştırmayı, ardından oluşacak koşullara göre AKP ve/veya CHP ile devam etmeyi hedeflediğini gösteriyor. Tabii ki, CHP ile devam edilmesinin en büyük koşulu, devrimci-halkçı hareketleri kendine çekebilme becerisi. Bunun için de, CHP bir taraftan merkeze çekilirken, diğer taraftan “sol” yumruğunu kaldırarak yemin edenleri de dışarıda bırakmayacak şekilde bir özel “denge” oluşturulmaya çalışılıyor. 

Önümüzdeki süreçte CHP içindeki bu «denge”nin, güçlenen Kürt Özgürlük Hareketi ve yükselen işçi sınıfı hareketi karşısında “sol” görünümde “sağ” bir güç alanı oluşturmaya çalışacağı gözüküyor. Bu suni ve sahte “denge”nin geleceğini ise, emekçilerin ve halkların mücadelesi belirleyecek. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Guglielmo Carchedi’nin “Başka Bir Avrupa İçin” adlı eseri üzerine

5 Eylül 1938 tarihinde doğan Guglielmo Carchedi, Amsterdam Üniversitesi İktisat ve Ekonometri Bölümü’nde öğretim üyeliği yapmış Marksist bir...