(Toplumsal Özgürlük, Eylül 2016 sayısı)
Temmuz 2015’te BM’nin 5 daimi üyesi (ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere) ile Almanya’nın oluşturduğu 5+1 ülkeleriyle imzaladığı nükleer anlaşma ile uluslararası sisteme dahil olma yönünde adım atan İran, anlaşmanın meyvelerini toplamaya başladı. Anlaşmadan sonra Ortadoğu’daki etkisini arttıran İran, ekonomik ablukayı kırarak Avrupa ile olan ekonomik ilişkilerinde atılım sağladı.
Yeni bir nükleer anlaşma kapıda mı?
Temmuz 2015’teki anlaşmanın ardından Reuters’in verdiği habere göre, geçtiğimiz ay İran ile 5+1 ülkeleri arasında gizli bir anlaşma imzalandı.
Bu anlaşmaya göre İran yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyuma sahip olacak. Önceki anlaşmada ise İran, önümüzdeki 10 yıl süresince nükleer AR-GE çalışmalarına devam edebilecek ancak 15 yıl boyunca elindeki zenginleştirilmiş uranyumun oranı yüzde 3,67’yi geçmeyecekti. Bu kazanım nükleer silah elde etme yönünde İran’a oldukça büyük bir avantaj sağlıyor. Bununla birlikte İran, Buşehr kentindeki nükleer santralinin ikinci ünitesinin temelini 10 Eylül’de atacağını belirtti. Bu ünitenin yapımında Rusya ile birlikte çalışılacağını belirten İran, nükleer güç olma yolunda istikrarlı bir şekilde devam ediyor.
Öte yandan petrol ihracatını 300 bin varil artıracağını açıklayan İran, 47 dolar civarında seyreden petrol varil fiyatının 55 ila 60 dolar olması için de OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) çapından temaslarına devam ediyor. En önemli ihraç kalemleri petrol ve doğalgaz olan İran için fiyatların artması hem ekonomik gücünün hem de bölgedeki politik egemenliğinin artması için oldukça büyük önem taşıyor.
Almanya ile ilişkiler ilerliyor
Anlaşma ile birlikte üzerindeki ekonomik abluka hafifleyen İran, özellikle AB ülkeleriyle olan ilişkilerini geliştirmeye yönelmişti. Fransa ve İngiltere’nin, ABD’den kaynaklı, çekingen durmalarını fırsat bilen Almanya bütün gücüyle İran’a yönelmiş durumda. Bu doğrultuda Almanya ile İran arasındaki ekonomik ilişkilerde oldukça büyük bir ilerleme olduğu gözüküyor. Son 10 ayda Almanya ile İran arasındaki ticaret yüzde 25 artış gösterdi ve yaptırımlar öncesi 4 milyar dolar olan ticaret hacminin 10 milyar dolara yükseltilmesi öngörülüyor. Bu doğrultuda ticaretin önündeki en büyük sorun olan bankalar arasındaki ilişkileri geliştirmek için İran’ın iki özel bankası olan Middle East ve Sina bankaları, Almanya’nın Bavyera eyaletinde şube açacaklarını duyurdu. Öte yandan Alman şirketi Siemens’in İran’da petrol ve doğalgaz çalışmaları artarak devam ediyor.
İran bir yandan “Direniş” adını verdiği hattı ayakta tutmak, diğer yandan Ortadoğu’da hegemon güç olma arzusunu gerçekleştirmek için gerektiğinde pragmatik, gerektiğinde ise geri adımlar atarak Fars diplomasinin engin deneyiminden yararlanıyor. Fakat İran’ın perde arkasından yürümesinin devamı, başta Rusya ve Çin olmak üzere küresel güç ortaklarının tutumuyla Ortadoğu halklarının göstereceği tutuma bağlı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder