31 Ocak 2021 Pazar

Çember Daralırken Direniş Büyüyor

(Toplumsal Özgürlük, Şubat Mart 2021 sayısı)

Türkiye’nin başını çektiği ve çeşitli küresel ve bölgesel güçlerin de farklı biçimlerde dahil olduğu, Kürt Özgürlük Hareketi’ni (KÖH) çembere alma çabası uzun bir süredir devam ediyor. Yeni yılın ilk günlerinden itibaren bu “çaba” yoğunlaşmakla birlikte Suriye’yi de içine alarak genişleme halinde. Buna karşılık ise KÖH’ün daha aktif bir tutum alma çabası içerisinde olduğu görülüyor. 

KDP fırsatçılığı 

Türkiye uzun zamandır sınırından 20-25 km’lik derinlikteki bir bölgede, Başûr’da operasyonlar yürütme ve bunun sonucunda askeri üsler kurarak bölgeye yerleşme hamlesi içerisindeydi. Bu hamle “yeni” bir hamleyle sona ermiş durumda. 

Başûr’da önemli üsler edinen Türkiye “Pençe-Kartal-2” adı verilen harekâtla Gare’ye “havadan” inerek hem 40 km’lik derinliğe ulaşmayı hem Irak ile Suriye arasındaki bağlantıyı kesmeyi hem de “yeni Kandil” diye lanse ettiği Sincar’a varmayı hedefliyor. Türkiye’nin bu çoklu hedefine ulaşmada en büyük yardımcılarından biri ise Başûr yönetimi. Türkiye’nin yaptığı operasyonlardan KÖH’ü sorumlu tutan ve hareketi işgalci olarak tanımlayan Başûr yönetimi, geçtiğimiz sene yapılan “birlik” çağrılarına yönelik aldığı “karşıt” tutumu sürdürmenin ötesine geçmekte. Yönetimin, Barzani ailesinin “tarihsel karizmasına” dayanarak Kürt halkının tek temsilcisi olduğu iddiasını “gerçek” kılmak için Türkiye’nin daha derinlerdeki hamlelerine sessiz kalmaktan doğrudan destek verme aşamasına adım attığı görülüyor. Bu “aşamaya” geçişin altında Türkiye’nin yoğun saldırılarının getirdiği “güç” ile birlikte Suriye’deki gelişmeler yatmakta. 

Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Suriye kolunun Suriye’deki bürolarını açması ve Tel Ebyad ile Menbiç’te Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) yönelik Türkiye’nin saldırıları, Barzanilerin “iddialarını” Başûr’un yanı sıra Rojava’da da “gerçek” kılabilmek için bu ânı tarihsel “fırsat” olarak gördüklerine işaret ediyor. Dolayısıyla uzun zamandır büyük bir özenle kaçınılan kardeş kavgasının (Birakujî), KÖH’ten gelen açıklamalarında gösterdiği üzere, kısa vadede gerçekleşme olasılığı yüksek. Rojava ve Başûr’da gerçekleşen saldırılara karşı KÖH’ün geri çekilmek yerine bulunduğu yerde karşılık vermesi de hareketin gerekirse Birakujî’den kaçınmayacağını gösteriyor. 

Halkın “sınırı” 

Harekete yönelik saldırıların gerçekleştiği bir diğer yer ise Bakûr.

İktidarın Gare operasyonunda hesapladığı hedeflere ulaşamaması üzerine yarattığı atmosferde yüzlerce HDP’li gözaltına alındı ve HDP’nin kapatılması için ortam hazırlanıyor. 

Bununla birlikte Öcalan’a yönelik tecrit de hapishanelerdeki açlık grevlerine rağmen sürdürülüyor. Baskılara karşı gerçekleştirilen açlık grevlerine ve HDP üyelerine yönelik tutuklama ile gözaltılarına HDP’den verilen “sınırlı” tepki ise halkın “yen içinde kalan” eleştirilerine neden olmakta. Kimi zaman bu eleştiriler Ayhan Bilgen şahsında “dışarıya” çıkmakta ve halkın saldırılara karşı gösterilen “savunmacı” tutum ile “restorasyon” cephesine gösterilen ilgiye yönelik tepkisinin bir süre sonra “çuvala sığmayabileceğine” işaret ediyor. Tıpkı Rojava ve Başûr’da olduğu gibi Bakûr’da da kısa vadede Kürt halkının saldırılara karşı “sınırlılıkları” aşıp mücadeleyi büyütebileceğini görebiliriz. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trump’ın Avrupa’yla Dansı

Geçtiğimiz hafta yayımlanan 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi, dünya gündeminin zirvesinden inmiyor. Belge hakkındaki tartışmaların ön...