8 Mart 2011 Salı

Pir Sultanlar Yaşıyor, Mücadele Sürüyor!

 (Özgürlükçü Gençlik Web Sitesi)

9 Kasım 2008’de Ankara, 8Kasım 2009’da da İstanbul’dan sonra 6 Mart 2011’de İzmir’de onbinlerce Alevi “Demokratik Anayasa ve Eşit Yurttaşlık” mitingiyle İzmir Gündoğdu Meydanını doldurdular.

Aleviler de, başta Kürtler olmak üzere AKP’nin (s)açılım politikalarından gerekli payı almışlardı. Bu pay doğrultusunda Devlet Bakanı Faruk Çelik’in yürüttüğü Alevi açılımı doğrultusunda Alevi çalıştayları yapılmıştı. Fakat Alevi örgütlerinin önemli bir kısmı çözüme dair önerilerinin bulunduğu dosyaları bakana bırakarak çalıştaydan çekilmiş, fakat Bakan kalan sağlar bizimdir minvalinden kalan örgütlerle Alevi açılımı hakkında görüşmeye devam etmişti. Nitekim bu çalıştaylardan sonra ortaya konan tek somut adım Madımak Oteli’nin kamulaştırılması oldu. Fakat diğer taraftan ‘Aile İmamlığı’ projesiyle AKP aslında bu sorunu çözmeye ne kadar meraklı olduğunu bütün aklı demokrasiye yetenlere ve ‘yetmeyenlere’ göstermiş oldu.

Senelerdir Alevilerin sığındığı kale olan CHP’de de durumlar farklı değil. Kürt ve Alevi olması nedeniyle Aleviler içinde de bir umut yaratan Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt ismini kullanmadan Kürt sorunun çözmeye kalkışmasından daha beter bir şekilde ne Aleviden bahseder oldu ne de sorunlarından.

Böylece Aleviler ‘kendi göbek bağımızı kendimiz keseriz’ diyerek üçüncü defa meydanlara döküldüler. Miting alanını dolduran sloganlar da, önceki mitinglere göre Alevilerin artık bu sorunun sistem içinde veya sistem partileriyle çözüme ulaşabilme umudundan yavaş yavaş ayrıldıklarını işaret ediyordu.

Mitingte dikkati çeken diğer bir yön ise Alevi gençliğin durumuydu. Senelerdir CHP ve sistemin yarattığı pasifizmle savrulan Alevi gençliğinde bir uyanış, kendine gelişin imgeleri kendisini gösteriyordu. Bununla birlikte diğer sevindirici gelişme de ailelerin, senelerdir politikadan uzak tutmaya çalıştıkları gençlerle birlikte ve onların yanında olduklarını gösterir bir şekilde meydanları doldurmalarıydı.

Her ne kadar mitingte olumlu işaretler çok olsa da, bir o kadar da belirsizlik mevcuttu. Aleviler her ne kadar sorunun çözümü için sistem dışına dönmeye başlasa da, bu konuda hala şüpheleri çok fazlasıyla mevcut. Bu şüphelerin giderilmesinin yolu ise birleşik, aktif, mücadeleci ama Aleviliği ve Alevileri kendine bir kaynak olarak değil demokratik devrime giden yolda özörgütlülüğüyle mevcut olan bir müttefik olarak gören bir devrimci, sosyalist alternatif yaratmaktan geçiyor. Nitekim gerek geçmişin pasifizminden ve aile baskısından kurtulmaya başlayan Alevi gençliğini kazanmanın yolu da buradan geçiyor. Alevileri bir kaynak olarak görüp kullanmanın geçmişte Aleviler üzerinde büyük yara açtığını akıldan çıkarmadan, onları kendi öz varlıkları ile kabul edip bu doğrultuda politika ve eylemler sergileyerek demokratik devrime ve Sosyalizme giden yolda Pir Sultan’ın torunlarıyla birlikte yürümenin onuruyla mücadeleye devam edelim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Trump’ın Avrupa’yla Dansı

Geçtiğimiz hafta yayımlanan 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi belgesi, dünya gündeminin zirvesinden inmiyor. Belge hakkındaki tartışmaların ön...